Süreyya Ayhan Nereye?

 

Cüneyt E. Koryürek

 

Hatırlayacaksınız, Atina Olimpiyadları’ndan hemen önce Süreyya Ayhan ve Yücel Kop çiftinin IAAF doping yetkilileri ile kapışmaları sonucunda, IAAF örnek idrar alamamasına ve doping aldığı saptanmamasına rağmen, Süreyya Ayhan’a iki yıl boykot vermiştir. Türkiye’de yetişen en iyi bayan atlet olarak tarihe geçen bu çok kabiliyetli ve kapasiteli genç kızımız, geçen yılki Avrupa Şampiyonası’ndan önce boykotu bitmesine rağmen bu şampiyonaya katılmamış ve 2007 Dünya Şampiyonası’nda yarışacağını bildirmişti.

 

Süreyya Ayhan ve Yücel Kop bu günlerde tekrardan spor kamu oyunun gözleri önünde haklı veya haksız, IAAF kurallarına göre boykot alan Süreyya, cezası bittiğine göre artık her istediği yarışa girebilir. Bu yıl yarışmalara katılmak amacıyla Atletizm Federasyonu’na baş vuran Süreyya Ayhan, hocası ve kocası Yücel Kop’la Amerika’da kampa gireceğini söylemiş ve federasyonun kamp masraflarını karşılamasını talep etmiştir. Federasyon bundan evvel aldığı bir karar gereği, Süreyya Ayhan’ın kamp masraflarını karşılayacağını bildirmiş, fakat Yücel Kop’un masraflarını üstlenmeyeceğini ilave etmişti. Federasyon 6 Eylül 2006 ve 7 Ocak 2007 tarihleri arasını kapsayan kamp süresi için, Süreyya Ayhan’a 18900 dolar ödemiş.

 

“Ben sadece Yücel Kop’la çalışırım” diyor Süreyya. Gerçek olan Yücel Kop’un Atletizm Federasyonu tarafından aforoz edilmesi. Federasyon Yücel Kop’un masraflarını karşılamıyor. Bu konuda federasyon haklı. Diğer taraftan, Süreyya Ayhan da Yücel Kop’tan başkasıyla çalışmak istemiyor. Bu da onun hakkı. Bu duruma göre, federasyon hiçbir şekilde Süreyya’nın başka birisiyle çalışması için baskı yapamaz. Ama Süreyya Yücel Kop’la çalıştığı sürece federasyon Yücel Kop’un masraflarını karşılamaz.

 

Bundan birkaç yıl önce Hıncal, Kenan Onuk ve ben NTV’de bir söyleşi sırasında Süreyya’nın daha bilgili bir antrenörle birlikte ve yanında hocası ve kocası olan Yücel Kop’la beraber çalışmasını önermiştik. Amacımız, bilgili bir antrenörün Yücel ve Süreyya’ya bilgiler aktarmasını sağlamak ve bir süre sonra Yücel Kop’un, daha başka Süreyya Ayhan’lar keşfetmesini gerçekleştirmekti. Başta Süreyya ve Yücel olmak üzere, basındaki bazı futbol yazarları bizim bu önerimize büyük, sert ve gayet kötü bir tarzla karşı çıkmışlar ve bizleri oyun bozanlıkla suçlamışlardır.

 

Bu duruma göre, federasyon kararını değiştirinceye kadar Süreyya Ayhan dünyanın her yerinde ve istediği sürece idman yapabilecek ve masrafları da federasyonca karşılanacaktır. Ama, federasyon Yücel Kop’un masrafları için tek bir kuruş dahi ödememe kararı almıştır.

 

Sponsor Devlet

 

Dünyaca meşhur atletler, katıldıkları yarışlardan aldıkları paralar ve kendilerini destekleyen sponsorların katkıları ile spor yapar ve hayatlarını kazanırlar. dünyanın pek çok yerinde meşhur atletler, istedikleri zaman, istedikleri yer ve istedikleri sürece kamp yaparlar ve paralarını da kendi ceplerinden öderler. Onların bu yatırımı, mevsim içinde katıldıkları yarışmalar ve kazandıkları birincilikler sonunda  aldıkları parayla karşılanır. Biz de ise, genelde tüm bu hazırlık masrafları devlet tarafından karşılanır. Ve büyük başarılar aldıkları zaman, Türkiye koşullarının çok üstünde miktarlarla ödüllendirilir. Atletizm Federasyonu, genelde haklı çıkabilmek için biraz kendini göstermiş atletin her istediğini yapmak ve dünya üzerinde her istediği ülkede idman yapmak imkanını ortaya koymuştur. Ama genelde, bu atletin nasıl idman yaptığı pek soruşturulmaz ve değerlendirilmez ve kendisine pek fazla sayıda yarışma imkanı yaratılamayan atlet de, bütün bu maddi ve manevi katkılara rağmen, yıl sonunda büyük başarılar gösteremez.  Halil, Elvan ve Binnaz, devletin bilgisizce harcanan maddi katkılarıyla idman yaparlar. Ama, fazla yarışmalara katılamadıklarından dolayı yapılan tüm bu katkılar bence boşa gider.

 

Dopingle mi, Dopingsiz mi?

 

Türk Toplum’u olarak, Süreyya Ayhan’ın IAAF tarafından dopingle yakalanmadan boykot aldığına inanırız. Bizim inancımız bir tarafa, dünya spor alemi Süreyya Ayhan’ın 2007 sezonunda ne yapacağını beklemektedir. Zira, Süreyya Ayhan başının üzerinde kara bulutlarla koşan ve kazanacağı başarılarda dopingin katısı olmadığını göstermek zorunda olan bir atlettir. Bu nedenle doğru olsa da olmasa da, sicilinde iki yıllık bir boykot süresi yazılan Süreyya Ayhan bundan sonra elit atletler arasında, sık sık doping kontrolüne alınacaktır.

 

Doping nedeniyle boykot alan atlete bakan spor sever, daima kendine şu soruyu sorar: “Bu atlet şampiyon olmak için mi doping aldı, yoksa şampiyonluğunu sürdürmek için mi doping kullandı?” Bazıları ise bu atletin hem şampiyon olmak için hem de şampiyon kalmak için doping kullandığına inanmışlardır. Süreyya Ayhan, artık 2007 yılında girdiği yarışlarda sadece birincilik için koşmayacak, başarılanının arkasında doping olmadığını da ispatlamak zorunda kalacaktır.

 

Pek çok sporda olduğu gibi, atletizm’de de doping, almış ve yürümüştür. Büyük başarılar elde eden atletlerin pek çoğunun doping aldığı ve ancak şanssız olanların yakalandıkları ileri sürülür. Herkes kendinden mesuldür. Diğerlerinin alıp almaması o atleti ilgilendirmez. Yakalanınca da, cezayı o atlet yer.

 

Bundan önceki yazılarımda söylediğim gibi, pek çok yarışmalarda yarışanlar atletler olamayıp, onların arkasındaki laboratuarlardır. Yine tekrar edeyim, bir süre sonra, “Kim ne alırsa alasın” diyerek IAAF ve Anti-Doping kuruluşlarının teslim olacağı gün gelecektir. Ama o gün gelinceye kadar da dopingle yakalananlar cezayı yiyeceklerdir.

 

Süreyya Ayhan ve 2007

 

İki yıllık boykot sırasında kendi başına olan Eylül’den beri Federasyonun katkısıyla çalışmalarını sürdüren Süreyya Ayhan’ın bu yıl ne kadar başarılı olabileceğini Avrupa pistlerinde göreceğiz. Buna ilaveten Japonya’nın Osaka kentin’de yapılacak Dünya Şampiyonası’nda yapılacak yarışlarda, Süreyya Ayhan tüm büyük rakipleri ile yarışacak. Birkaç yıl önce yaptığım bir çalışma, Süreyya Ayhan’ın son düzlükte, gerideki atletlerle arasındaki mesafenin çok açık olması şartıyla yarışları kazanabileceğini gösterdi. Bir 1.500 metre yarışında Süreyya Ayhan’ın kazanabilmesi için son 100 metreye girdiğinde rakiplerinin en aşağı 10 metre önünde olması gerekir. Eğer, ilk üç turda rakipleri ile arasını bu kadar açabilirse, Süreyya Ayhan girdiği her yarışı kazanır. Süreyya Ayhan’ın hızı 1.500 metrede her metreye eşit olarak bölünmüştür. Süreyya’nın yapısı ani bir atak yapma imkanını veremez. Rakipleri ise son 100 metreye Süreyya’nın hemen peşinde girerlerse Süreyya’nın kazanma ihtimali hemen hemen yok gibidir. Zira, rakipleri ani atak yapacak sürate sahiptiler ve Süreyya’yı geçmek için de üç yıldır beklemektedirler.

 

Süreyya’ya bu yıl başarılı bir sezon diler ve Süreyya’nın geçen yıllardan daha akıllı koşmasını beklerim.